Işığa.. Suya..

Morten Baris
2 min readFeb 8, 2021

--

‘’ Geçmiş dönemlere ilişkin geleneksel yaşam tarzları, mimari üsluplar, sanatsal duyarlılıkların kanıtlarını içeren tarihi çevreler, küreselleşme, hızlı tüketim ve teknolojik gelişme nedeniyle zarar görmüş ve yok olmuştur. Bu çalışmanın amacı, tarihi kentsel dokular giderek daha fazla zarar görürken, bunların sürdürülebilirliği bağlamında tarihi çevrelerle ilgili kentsel peyzaj tasarım ilkelerinin geliştirilmesine acil ihtiyaç olduğunu vurgulamaktır. Böylelikle çalışma alanına tarihi değer katan kültür ve tabiat varlıkları belirlenmiş ve bunların çevresel ilişkileri ortaya çıkarılmıştır. … bölgesindeki mevcut koşullar ve sorunlar tespit edilerek kentsel peyzaj tasarımı açısından eleştirilmiş ve mahalle, geleneksel sokak dokusunun ve yapı tarzlarının korunması, toplum yaşam koşullarının iyileştirilmesi ve toplumun tarihsel çevre bilincinin iyileştirilmesi için öneriler sunulmuştur. ‘’

Kendi hayatınında böylesine bir hızla, biçemin adına veçhe tez şekilde bir özetini türetmek istiyordu. Bir görev yerine getirir, ardına bir şey bırakır misali değil. Olabildiğince, dili döndüğünce, kalemi erdiğince, söyleyecekleri kulaklara yer edinceye dek uğraşmak istiyordu bir olgunun üzerinde. Olmuşluk saydığı ve gördüğü ne varsa hepsine dair söz almak istiyordu.

İçine doğru dönerek, kendileşen bir hayatın günlerini kovalarken, gün diğerinden farklı görünmüyordu. Aylardır bakmadığı notlarına, ‘aylardır’ bakmadığını bile kendi kendine fark edemediği bir kendindenliği dönüşüyordu. Yazdıklarının üstüne sık sık düşebilen sözcükler, durumun ve hallerin manidarlığına atfenmişcesine sürekli karşısına çıkıyordu.

Mutluluğun, hüznün bir anlam taşımayacak kadar hızlı değiştiği bu zamanlarda, söylemek, üretmek, yazmak.. uzak zamanların, şivesi anlaşılmaz, aksanı çözülmez dildeki şarkıları gibi tınılıyordu.

Ve kaçınılmazdı ki, yer değiştirmek de anlamsızlaşıyordu. Yer değiştiremiyor olmanın bir anlamı olmuyordu.

Ruhların kokusu ile anlaşabiliyordu. Bir küçük çikolatanın lezzeti, sevgi dolu bir öpücük, sevgiyle demlenmiş bir kap kahve. Küçük veya büyük olmasının bir önemi olmayan eylemlerin birbirini kovalamasıydı, yutulup giden yıllar. Salınan haldeki bir mikro canlı mıydı? Mikro hayatlarının makro telaşelerinin stresine boğulmuş olanlar mı? Ve onların, yaşanmışlıkları..

Gece yine günü kovalıyordu, gün geceye düşüyordu. Takvimin sayıları şaşmadan değişiyordu fakat o şaşırıyordu. Okunmuş ve okunmamış tüm gerçekliklerin halen günün ışığında görüleceğine olan naifliğine..

Bir de bolca rüyalarını yorumluyordu, ama annesinin öğrettiği gibi:

‘gündüz niyetine’, ‘ışığa bakarak, suya anlatarak..’

08.02.2021

--

--

Morten Baris
Morten Baris

Written by Morten Baris

Dünya'da var olan bir birey — An individual who exists in the World — אדם שקיים בעולם

No responses yet